İcra dairelerinin yaptıkları işlemler şikayet konusu yapılabilir.
Şikayet işlemin öğrenildiği tarihten itibaren 7 gün içinde yapılmalıdır.
Kambiyo senetlerine özgü takip yolunda şikayet süresi 5 gündür.
Şikayet mutlaka icra mahkemesine yapılmış olmalıdır. İcra dairesine yapılan şikayet geçerli değildir.
Şikayet takibi kendiliğinden durdurmaz, icra mahkemesi buna karar verebilir.
Şikayet Sebepleri
a) Bir işlemin kanuna aykırılığı veya hadiseye uygun olmaması,
b) İcra memuru tarafından bir hakkın yerine getirilmemesi veya sebepsiz sürüncemede bırakılmasıdır.
İşlemin hadiseye uygun olmadığından söz edebilmek için işlemi yapan memura bir takdir hakkı tanınmış olması şarttır.
Şikayetin Tarafları
Kimin şikayete yetkili olduğu konusu İİK’da açıkça düzenlenmemiştir.
Dava takip yetkisine sahip ve şikayette bulunmakta menfaati olan kişiler şikayette bulunabilir.
Türk hukukunda uygulamada, icra dairesinin şikayette taraf olmadığı kabul edilmektedir.
Yargıtay'ın yerleşik içtihadına göre, şikayetin karşı tarafı, takibin diğer tarafıdır.
Yetkili icra mahkemesi
Şikayete konu işlemi yapmış olan icra dairesinin bağlı bulunduğu icra mahkemesi yetkilidir.
Şikayet Muhakemesi
Şikayet kendine özgü bir kanun yoludur. Yazılı veya sözlü olarak yapılabilir.
Türk hukukunda, şikayet harca tabidir. Şikayet basit yargılama usulüne göre incelenir.
İcra mahkemesi taraflar gelmese bile istemi inceleyip sonuçlandırmak zorundadır.
İcra işlemleri takip talebi ile başlar. Takip talebi zamanaşımını keser.
Takip talebinde alacağın Türk lirası cinsinden değeri mutlaka gösterilmelidir.
Yabancı para alacaklarında, alacağın hangi tarihteki kur üzerinden talep edildiği takip talebinde gösterilmelidir.
Yabancı para alacağı vade tarihindeki, takip tarihindeki veya fiili ödeme günündeki değerinin Türk lirası cinsinden karşılığı üzerinden talep edilebilir.
Faizli bir alacak mevcut ise faizin miktarı ile işlemeye başladığı gün gösterilmelidir. Aksi halde takip tarihinden itibaren hesaplanır.
Takip yollarından hangisinin seçildiği alacaklı tarafından takip talebinde gösterilmelidir.
Senedin aslı yahut senet yoksa borcun sebebi de takip talebinde gösterilmelidir.
Takip masrafları, ileride borçludan alınmak üzere alacaklı tarafından karşılanır.
Ölüm Halinde
İcra takibi sırasında borçlu ölürse, tereke henüz taksim edilmemiş veya resmi tasfiyeye tabi tutulmamış yahut mirasçılar arasında aile şirketi kurulmamışsa, terekeye karşı takip aynen borçluya karşı yapılıyormuş gibi devam eder. Mirası reddetmemiş olan mirasçılara karşı takibe devam edilebilir.
İcra takibi sırasında alacaklı ölürse, icra takibine mirasçıların hepsi veya tereke temsilcisi devam eder.
Takip Türünün Belirlenmesi
Türk hukukunda takip türünü alacaklı seçer. İcra memurlarının takip türünü belirleme yetkisi yoktur. İcra memuru yalnızca kambiyo senetlerine mahsus takipte, takibe konu olacak belgenin senet vasfı taşıyıp taşımadığını inceler. Bu inceleme işlemine karşı şikayet yolu açıktır.
Alacaklı daha önce seçtiği takip türünü bir kereye mahsus olmak üzere harçtan muaf olarak değiştirerek, başka bir yolla takibe baştan başlayabilir.
Takip talebinden itibaren 3 gün içinde borçluya ödeme emri gönderilir.
İcra müdürü, ödeme emrini düzenlemeden önce alacağın varlığını, miktarını muaccel olup olmadığını, zamanaşımına uğrayıp uğramadığını, seçilen takip yolunun doğru olup olmadığını inceleyemez.
Ancak kambiyo senetlerine mahsus takipte, kambiyo senedinin bu vasfı taşıyıp taşımadığını ve vadesinin gelmiş olup olmadığını inceler.
Belirli bir vadeye bağlanmamış ve ihtar çekilmemiş alacaklarda ödeme emrinin gönderilmesi TBK 117 anlamında ihtardır.
Borçlu temerrüde düşürülmüş olur ve faiz işlemeye başlar.
İtiraza uğramayan ödeme emri, maddi hukuk ilişkisinde değişiklik yaratmaz, ancak takip içinde borç ikrarı niteliğini haizdir.
Ödeme Emrine Karşı Borçlunun Yapabilecekleri
Takip edilen borcu masraflarıyla öder.
Takibe karşı itirazlarını ileri sürer.
Mal beyanında bulunur.
İcra mahkemesine şikayette bulunur.
Hiçbir şey yapmaz, böylece takip kesinleşir, ilerler.
Ödeme Emrinin İçeriği
Borçluya belirli bir sürede borcu takip masraflarıyla birlikte ödemesi emredilir.
Ödeme süresi haciz yoluyla takipte 7 gün, kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takipte 10 gün, taşınır rehninde 15 gün, ipoteğin paraya çevrilmesine ilişkin takipte icra 30 gündür.
Borçluya ödeme emrine itiraz edebileceği bildirilir.
İtiraz süresi kural olarak 7 gündür. Kambiyo senedine mahsus takipte süre 5 gündür.
Takibin dayandığı senedin altındaki imza borçluya ait değilse, bunu 7 günlük itiraz süresi içinde açıkça ve ayrıca bildirmek zorundadır. Aksi halde senet kendisinden sadır olmuş sayılır. İmzaya itiraz edilmişse icra mahkemesi önünde yapılacak duruşmada hazır bulunması gerektiği, aksi halde itirazın muvakkaten kaldırılmasına karar verileceği de bildirilir.
Mal beyanında bulunması gerektiği de ödeme emrinde yer alır.
Borçluya hareketsiz kaldığı takdirde cebri icraya devam edileceği de ödeme emri ile bildirilir.
Ödeme Emrinin Şekli
Ödeme emri kural olarak iki nüsha düzenlenir, biri borçluya gönderilir, diğeri dosyaya konulur. Alacaklı isterse ayrıca onaylı bir nüsha verilir. Ödeme emrinin nüshaları arasında fark varsa, borçludaki nüsha esas alınır.
İtirazın yokluğu halinde kesinleşen bir ödeme emri, kesin hüküm oluşmadan takibe devam imkanı verir.
İtiraz, takibi yapan icra dairesine yapılmalıdır.
Başka bir icra dairesine yapılacak olursa, borçlu itirazın yetkili icra dairesine gönderilmesi için gereken masrafı vermelidir.
İtirazda sebep gösterilmesi şart değildir. Türk hukukunda borçlu itiraz sebepleri ile bağlıdır, bunları değiştiremez ve genişletemez.
Ancak hiç sebep bildirmemiş olsa dahi, senet metninden anlaşılan itiraz sebeplerini ileri sürebilir.
Senet metninden anlaşılabilecek itiraz örnekleri
Senedin zamanaşımına uğradığı
Senedin üzerinde tahrifat yapıldığı
Senedin vadesinin gelmediği
Yargıtay, alacaklının rıza göstermesi halinde, borçlunun itiraz sebeplerini genişletebileceğini kabul etmiştir.
Kısmi itirazda borcun hangi kısmına itiraz edildiği ve ne kadar miktar için itiraz edildiği belirtilmelidir, aksi halde itiraz edilmemiş sayılır.
Türk hukukunda itiraz her zaman geri alınabilir.
Takibin dayandığı senetteki imzaya itiraz ayrıca ve açıkça bildirilmelidir.
İtiraz süresi ödeme emrinin tebliğinden itibaren 7 gündür. Yalnızca kambiyo senetlerine mahsus takipte 5 gündür. Bu süre hak düşürücü bir süredir, icra müdürü tarafından resen dikkate alınır.
İlamsız takipte itiraz, takibi durdurur.
Gecikmiş İtiraz
Hak düşürücü süre niteliğinde olan itiraz süresini kusuru olmadan bir engel sebebiyle kaçırmış olan borçlu, paraya çevirme işlemi bitinceye kadar itiraz edebilir. Borçlu gecikmiş itirazını engelin kalktığı günden itibaren 3 gün içinde yapmalıdır.
Borçlu başvuruda bulunurken borca itiraz sebepleriyle birlikte, itirazda bulunmasına engel olan durumu da belirtmek zorundadır. Gecikmiş itiraz icra mahkemesine yapılmalıdır.
Gecikmiş itirazda, takip başvuru ile kendiliğinden durmaz, ancak mazeretin kabulü halinde takip durur.
Haciz uygulanmış ise icra mahkemesinin gecikmiş itirazı kabul ettiğinin tefhim veya tebliğinden itibaren 7 gün içinde alacaklı itirazın kaldırılması veya itirazın iptalini istemezse, haciz kalkar. Henüz haciz uygulanmamış ise, alacaklı itirazın kaldırılmasını genel kurala bağlı olarak 6 ay içinde, itirazın iptalini 1 yıl içinde isteyebilir.
Elinde belirli bir para borcu ikrarını içeren senet, resmi makbuz veya belge olan alacaklı itirazın kesin kaldırılmasını talep etmelidir. Talep borçlunun itirazının kaldırılması ve inkar tazminatı ile masraflara mahkum edilmesi şeklinde olmalıdır.
İtirazın kaldırılması için alacaklının m. 68’de sayılan belgelerden birine sahip olması ve borçlunun da itirazını haklı kılacak hiçbir belge ibraz edememesi gerekir. İcra hakimi, dosyada m.68 anlamında bir belgenin olup olmadığını resen araştırır.
Alacaklı alacağını 68/1’deki belgelerle ispatlamalıdır. Başaramazsa icra mahkemesi talebi reddeder.
Borçlu, borcun ödendiği itirazında bulunmuş ise, bir ödeme belgesi sunmalıdır. Ödeme belgesi sunmazsa itiraz kaldırılmalıdır.
Alacaklı itirazın kaldırılmasını itirazın tebliğinden itibaren 6 ay içinde istemelidir, aksi halde takibe konu edilmiş aynı alacak için bir daha ilamsız icra yoluna gidemez. 6 aylık süre hak düşürücü süredir. Fakat 1 yıl içinde iptal davası açma hakkı bulunması nedeniyle takip ancak 1 yıl sonra düşer.
Makbuz alacağın kesin olduğunu anlamaya yeten ve itirazın kaldırılması sonucunu doğuracak belgelerden değildir.
Kredi sözleşmesinden doğan alacaklarda itirazın kaldırılmasını sağlayacak belgeler: İİK madde 68/b’de düzenlenmiş ve bu madde kredi veren kurumlara itirazın kesin kaldırılmasında büyük kolaylıklar sağlamıştır.
İtirazın kaldırılması talebinin esastan kabulü halinde, alacaklı talep etmişse, itiraza uğrayan alacağın %20’sinden az olmamak üzere borçlu tazminata (icra-inkar tazminatı) ve resen mahkeme masraflarına mahkum edilir.
Kabul kararı alacaklıya takibe devam etme imkanı verir.
İtirazı kaldırılan borçlu, kesin hüküm itirazı ile karşılaşmadan menfi tespit veya istirdat davası açabilir.
Talebin esastan reddi halinde, borçlunun talebi varsa, itiraza uğrayan alacağın %20’sinden az olmamak üzere alacaklı tazminata ve resen mahkeme masraflarına mahkum edilir. Alacaklının kötü niyetli olması inkar tazminatı açısından şart değildir. Takip durmaya devam eder.
İtirazın kaldırılması talebi reddedilen alacaklı genel mahkemede alacak davası açabileceği gibi, itirazın tebliği tarihinden 1 sene içinde itirazın iptali davası da açabilir.
İtirazın geçici olarak kaldırılması, adi senetlere dayalı takipte, itiraz sırasında borçlunun imzayı inkar etmesi halinde mümkündür.
Dava açma süresi itirazın tebliğinden itibaren 6 aydır.
İmzaya itiraz eden borçlu, itirazın incelendiği duruşmada bizzat bulunmak zorundadır. Borçlu mazerete dayanmaksızın duruşmaya gelmezse, icra mahkemesince başka bir inceleme yapılmaksızın itirazın geçici olarak kaldırılmasına ve borçlunun takibe konu alacağın %10’u oranında para cezasına mahkumiyetine karar verilir. Bu kararın verilebilmesi için borçluya gönderilen davetiyede durumun bildirilmiş olması gereklidir.
İmzaya itirazın incelendiği duruşmada, karşılaştırmaya elverişli imzalar varsa bununla, yoksa borçluya imza attırmak suretiyle yapılacak incelemelerden sonra mahkeme, senetteki imzanın borçluya ait olduğuna kanaat getirirse, itirazın geçici olarak kaldırılmasına karar verilir. Yargıtay’ın içtihadına göre, “Merci hakimi bilirkişi incelemesi yaptırmadan, imzanın borçluya ait olmadığına karar veremez.” Uygulamada her ihtimalde imza incelemesi bilirkişilere yaptırılmaktadır.
İtirazın geçici olarak kaldırılması kararı, borçlunun borçtan kurtulma davası açmaması şartına bağlı olarak, alacaklıya itirazla durmuş olan takibe devam etme hakkı verir. Bu aşamada alacaklı, borçlunun haczi mümkün malları üzerinde muvakkat haciz konulmasını isteme hakkı elde eder. Borçlunun 7 gün içinde borçtan kurtulma davası açmaması yahut açılmış davanın reddedilmesi halinde geçici haciz kesin hacze dönüşür.
İtirazın geçici kaldırılması talebinin reddi halinde, borçlunun talebi varsa, alacaklı, takip konusu miktarın %20’sinden az olamamak üzere tazminata mahkum edilir. İcra takibi durmaya devam eder.
İtirazın geçici olarak kaldırılması talebinin reddine ilişkin kararlar maddi anlamda kesin hüküm teşkil etmez. Genel mahkemede dava açılabilir. Yargıtay açılacak davayı alacak davası olarak yorumlamaktadır.
İtirazın geçici olarak kaldırılmasına karar verilirse, borçlu 3 gün içinde mal beyanında bulunmak zorundadır. İtirazın geçici olarak kaldırılması talebinin kabulü halinde alacaklının talebi varsa, borçlu, takip konusu miktarın %20’den aşağı olmamak üzere tazminata mahkum edilir. İmzanın borçluya ait olduğuna karar verildiğinde, borçlu ayrıca takip konusu alacağın %10’u oranında para cezasına mahkum edilir.
Borçlu, itirazın geçici olarak kaldırılması kararının bildirilmesinden itibaren 7 gün içinde, takip alacaklısına karşı, genel mahkemelerde borçtan kurtulma davası açabilir. Borçtan kurtulma davası icra takibini durdurur. 7 günlük süre hak düşürücü niteliktedir. Bu süre geçtikten sonra açılan dava, menfi tespit davası olarak kabul edilir ve icra takibini durdurmaz.
Borçtan kurtulma davasının dinlenebilmesi için itiraz edilen miktarın %15’i oranında teminat yatırılması gerekir. Teminat yatırılmazsa dava reddedilir.
Borçtan kurtulma davasında esasa dair verilen hüküm maddi anlamda kesin hüküm teşkil eder. Dava borçlu lehine sonuçlanırsa takip tümüyle ortadan kalkar. Dava reddedilirse geçici kaldırma ve geçici haciz kesinleşir. Alacaklı haciz konulmasını isteyebilir.
Borçlu haksız yere icra tehdidi altında borçlu olmadığı bir parayı ödemek zorunda kalırsa, ancak istirdat davası ile iadesini talep edebilir.
Borçtan kurtulma davasında haksız çıkan taraf, dava veya hükmolunan şeyin %20’sinden aşağı olmamak üzere uygun bir tazminata mahkum edilir.
Alacaklı, elinde itirazın kesin kaldırılmasına elverişli borç ikrarını içeren bir belge yahut geçici olarak kaldırmayı sağlayacak bir adi senet yoksa, iptal davası açmak zorundadır.
İtirazın kaldırılması talebinin reddedilmesi halinde, henüz itirazın tebliğinden itibaren 1 yıllık süre geçmemişse, itirazın iptali davası da açılabilir.
İtirazın iptali davası genel mahkemelerde açılır. Talep üzerine inkar tazminatına da hükmedilir. Alacaklı da takibinde haksız ve kötü niyetli olması halinde inkar tazminatına mahkum edilebilir.
İtirazın iptali davasında, takip tarihi itibarıyla itiraz konusu alacağın mevcut olup olmadığı incelenir ve hükme bağlanır. Mahkeme HMK’daki ispat kuralları çerçevesinde delilleri inceler ve değerlendirir. İİK m.68’deki belgelerle sınırlanmış değildir.
Maddi hukuk bakımından, itirazın iptali davasında verilen hüküm, esas hakkında maddi ve şekli anlamda kesin hüküm niteliğini kazanır.
Takip hukuku bakımından davanın kabulü, itirazın bertaraf edilmesi ve alacaklının icra takibine devam etmesi hakkını kazanması sonucunu doğurur.
Takip alacaklısının haciz isteyebilmesi için hükmün kesinleşmesi şart değildir. 1 yıl içinde haciz istenmelidir. Davalı ayrıca inkar tazminatına da mahkum edilir. Davanın derdest olduğu süre zarfında takip durur.
Davanın reddi kararı takibin düşmesine neden olur. Alacaklı bir alacak davası da açamaz, kesin hüküm buna engeldir.
Likit alacak kavramı: Alacağın doğumu anında alacak miktarı belirlenebiliyorsa likit alacaktan söz edilir.
Yargıtay itirazın likit bir alacağa karşı yapılmış olması halinde itirazın haksız olduğunu kabul etmektedir. Miktarı ancak mahkeme kararı ile belirlenebilen alacaklar ise likit değildir. Banka kredi sözleşmelerinden kaynaklanan alacaklar likit alacağa, haksız fiilden kaynaklanan alacaklar ise likit olmayan alacaklara örnek olarak verilebilir. Likit olmayan alacaklara itiraz edilmesi halinde itiraz kaldırılsa bile icra inkar tazminatına hükmedilmez.
İcra takibinden sonra açılan menfi tespit davası takibi durdurmaz. Borçlu davacının alacağının %15’inden aşağı olmamak üzere göstereceği teminat karşılığında icra kasasına girmiş veya girecek paranın alacaklıya verilmesini önleyebilir.
Uygulamada borçlu alacağın tamamını karşılayacak parayı icra dairesine yatırmak ve mahkemede %15 teminat göstermek şartıyla haczi ve satışı durdurma kararı elde edebilmektedir.
İcra takibinden önce açılan menfi tespit davası ise en az %15 teminat göstermek şartıyla, sonraki yapılacak takibi durdurabilir.
Davacının borçlu olmadığının tespitinde hukuki yararı bulunmalıdır. Yargıtay’a göre “Ödeme emrine itiraz eden borçlunun menfi tespit davası açmakta hukuki yararı vardır.”
Türk hukukunda menfi tespit davasında, borcun mevcut olmadığına yönelik her türlü sebebe dayanılabilir. Takip yapan davalı-alacaklı, alacağın varlığını ispat etmelidir. Takip borçlusu hukuki ilişkiyi kabul etmekle birlikte, borcun sona ermiş olduğunu iddia ediyorsa, bunu kendisi ispatlamalıdır.
Menfi tespit davasında borçlu tedbir kararı elde edememiş ve borç ödenmiş olursa, davaya istirdat davası olarak devam edilir.
Davacının icra tehdidi altında haksız yere ödemiş olduğu parayı geri istemesidir. Eksik veya zamanaşımına uğramış borcun ödenmesi için, hukuka ve ahlaka aykırı bir amaç elde etmek için veya ahlaki bir yükümlülük nedeniyle verilen şeyin istirdat davasıyla talep edilmesi mümkün değildir.
İstirdat davası ödeme tarihinden itibaren 1 yıl içinde açılmış olmalıdır. Bu süre hak düşürücü süredir. Taksitle ödemede süre son ödemeden itibaren başlar.
Davacı-takip borçlusu istirdat davasında sadece paranın verilmesine gerek olmadığını ispat eder. Delil olarak bu davada da menfi tespit davasında olduğu gibi HMK’nın izin verdiği her türlü delil kullanılabilir.
İstirdat davasının kabulü, eski hale getirme sonucunu doğurur. Davanın reddine karar verilmesi halinde davacı-borçlu, alacaklıya yargılama giderlerini ödemeye mahkum edilir.
Haciz talebi bir takip işlemi değildir, ancak taraf işlemi olarak zamanaşımını kesen bir işlemdir.
Haciz ödeme emrinin tebliğinden itibaren 1 yıl içinde istenebilir. İtiraz veya dava halinde hüküm kesinleşene kadar süre işlemez. Bu sürede haciz istenmezse, haciz isteme hakkı düşer ve dosya işlemden kaldırılır.
Haciz, alacaklının takibe koyduğu alacağının tahsili amacıyla borçlunun malvarlığında bulunan mallara resmen el konulmasıdır. Haciz fiilen veya kayden gerçekleşebilir.
İcra takibinin başlatıldığı icra dairesi haczi düzenlemeye yetkilidir. Malın bulunduğu yer icra dairesi ise haczi tatbike yetkilidir. Takibin başlatıldığı icra dairesi istinabe için ilgili icra dairesine yazı (uygulamadaki adıyla talimat) yazar.
Hacizle ilgili şikayetler istinabe olunan icra dairesinin tabi olduğu icra mahkemesince çözümlenir. Ancak Yargıtay’a göre “Talimat yazısı belirli bir malın haczine yönelik yazılmışsa bu durumda şikayet, talimatı yazan icra dairesinin bağlı olduğu icra mahkemesince incelenir.”
Türk hukukunda borçluya hacizde hazır bulunması için önceden haber verilmez. Hacizde bizzat hazır bulunma Türk Hukukunda bir yükümlülük olarak öngörülmemiştir. Borçlu hazır bulunmazsa, haciz gıyabında yapılır.
Borçlunun, faiz ve masraflar da dahil olmak üzere bütün alacaklarına yetecek miktarı haczolunur.
Haczi Caiz Olmayan Mallar
Haczi caiz olmayan mallar İİK m. 82’de sayılmıştır. Bunlar dışında:
“Ticari amaç güdülmeden bilhassa ev ve bahçesi içinde bırakılan ev ve süs hayvanları sahiplerinin borçlarından dolayı haczedilemezler.”
“Belediyenin kamu hizmetlerinde fiilen kullandığı mallar ile belediye tarafından tahsil edilen vergi, resim ve harç gelirleri haczedilemez.”
Maaş ve ücretlerin, kısmen haczi mümkündür. Haczedilecek miktar ücretin 1/4’ünden az olamaz.(İİK m.83)
Özel Düzenleme: “İşçilerin aylık ücretlerinin 1/4’ünden fazlası haczedilemez.”
İcra memuru, haczi talep edilen mal veya hakların haczinin caiz olup olmadığını değerlendirir ve talebin kabulüne veya reddine karar verir. Memurun bu konuda takdir yetkisi vardır.
Haczedilebilirliğin Şartları
Mal hukuken borçluya ait olmalıdır.
Mal paraya çevrilebilir olmalıdır.
Haczi kanunla yasaklanmış olmamalıdır.
Mesken haczinde ve mesleki eşyanın haczinde haline münasip olma ölçütü kullanılır.
Ekonomik faaliyeti sermayesinden çok bedeni çalışmasına dayanan borçlunun mesleğini sürdürebilmesi için gerekli olan her türlü eşya da haczedilemez. Yargıtay’a göre, borçlunun müzisyenlik yapması için mutlak surette piyanonun maliki olması zorunlu değildir.
Takip borçlusunun haczi mümkün olmayan malları üzerinde haciz işlemi yapılmış olması halinde şikayet hakkı vardır.
Son olarak devlet malları haczedilemez.
Haczedilemezlikten Feragat
Haczi caiz olmayan mal ve hakların hazcolunabileceğine dair önceden yapılan anlaşmalar geçersizdir. Önceden feragat geçersiz olmakla birlikte, haciz sırasında ve sonrasında feragat geçerlidir.
İhtiyati haciz sırasındaki haczedilemezlikten feragat de, takibin kesinleşmesinden önce olduğu için geçersizdir. Feragat açık olabileceği gibi, borçlunun haczi caiz olmayan bir malın haczine karşı süresinde şikayet yoluna başvurmaması suretiyle zımni de olabilir.
Borçlunun belirli bir alacaklıya karşı belirli bir malın haczedilmezliğinden feragat etmiş olması, yalnız o alacaklı için hüküm ifade eder. O malı haczettirmek isteyen başka bir alacaklıya karşı, borçlu o malın haczedilemeyeceğini ileri sürebilir.
Hacizde Tertip (Gradus Executionis)
Borçlunun malvarlığına dahil olan malların hangi sırayla haczedileceği İİK m.85’de belirtilmiştir.
Borçlunun Üçüncü Kişilerdeki Mal ve Alacaklarının Haczi
İcra müdürü alacaklının talebi üzerine, borçlunun 3.kişideki alacağını haczeder.
Üçüncü kişiye birinci haciz ihbarnamesi gönderilir.
Üçüncü kişiye 7 gün içinde itiraz etmesi aksi halde borcun zimmetinde sayılacağı bildirilir.
İkinci haciz ihbarnamesinde 7 gün içinde itiraz etmesi ya da borcu ödemesi gerektiği bildirilir.
Üçüncü haciz ihbarnamesinde 15 gün içinde borcu ödemesi yada menfi tespit davası açması, aksi halde cebir kullanılacağı bildirilir.
Haciz Tutanağı
Haciz tutanağında bulunması gereken unsurlar İİK m.102’de sayılmıştır. Türk hukukunda 103 davetiyesi gönderilmemişse alacaklının satış talebi dikkate alınmaz.
Hak tartışmalı olduğunda, bu, somut icra takibi açısından istihkak prosedürü ile takip edilir. İstihkak prosedürü, haczedilen malvarlığı değeri üzerinde alacaklının icra müdahalesine engel olan ve haczin tamamen kaldırılmasına veya sınırlandırılmasına yol açabilecek nitelikteki 3.kişinin hak iddialarının açıklığa kavuşturulmasına hizmet etmektedir.
İstihkak davasında bir malın haczinin hukuka uygun olup olmadığı veya malın takip dışına çıkartılması gerekip gerekmediği karara bağlanır.
Üçünü Kişinin Talebinin Bildirilmesi
Bir mal üzerinde hak sahibi olduğu iddiasını hayata geçirmek isteyen üçüncü kişi, mahcuz malın paraya çevrilmesinden elde edilen para icra memurunun elinde bulunduğu (dağıtılmadığı) sürece istihkak iddiasında bulunabilir. İstihkak iddiasında bulunma süresi, istihkak davacısı ile birlikte oturan kimseler veya iş ortakları için, istihkak iddiasının yapıldığı tarihten veya vaki ise istihkak davası açıldığı tarihten itibaren 7 gündür. Ancak bir malın haczedildiğini öğrenen takip borçlusu veya üçüncü kişi haczi öğrendiği tarihten itibaren 7 gün içinde istihkak iddiasında bulunmalıdır, yoksa aynı takipte bu iddiayı ileri sürme hakkını kaybeder.
Bildirim menfaat sahibi üçüncü kişi veya borçlu tarafından da yapılabilir. Borçlunun, haczedilen malın üçüncü kişiye ait olduğunu söylemesi üçüncü kişi yararına yapılmış istihkak iddiası niteliğindedir.
Üçüncü kişi borçlu tarafından yapılan istihkak iddiasına itiraz etmedikçe, borçlunun yaptığı istihkak iddiası geçerlidir. Yasal süre içinde yapılan istihkak iddiası ile dava açma süresi kesilir. Prosedür işletilmişse, üçüncü kişi icra mahkemesince verilecek kararın bildirilmesinden itibaren 7 gün içinde istihkak davasını açabilir.
İcra memuru, üçüncü kişinin talebini bildirmesi üzerine istihkak prosedürünü başlatır, haciz tutanağına ileri sürülen talebi geçirir. Üçüncü kişi talebini bildirmezse, mahcuz mal bu talepten etkilenmeksizin paraya çevrilecektir.
Satıştan sonra üçüncü kişi artık sebepsiz zenginleşme ve sorumluluk davası açabilir.
Çalınmış ve kaybolmuş mallar da istihkak davasına konu olabilir.
Üstün Hakka Kimin Sahip Olduğuna İlişkin Karine
Bir taşınır malı elinde bulunduran kimse onun maliki sayılır. Borçlu ile üçüncü kişilerin taşınır malı birlikte ellerinde bulundurmaları halinde dahi mal borçlunun elinde sayılır. Gayrimenkulde tapu kaydı üstün hakkın kime ait olduğunu belirler.
Malı Elinde Bulunduran Kişiye Göre İstihkak Davasında Taraflar
Malı elinde bulunduran kişiye göre istihkak davasında taraf rolleri dağıtılmıştır.
Mal Borçlunun Elindeyken:
Mal borçlunun elindeyken üçüncü kişi talepte bulunursa, icra memuru, iddiayı tutanağa geçirir. Takibin taraflarına itiraz edebilmeleri için durumu bildirir. Kendilerine 3 günlük itiraz süresi tanınır. Bu süre içinde itiraz edilmezse, istihkak iddiası kabul edilmiş sayılır. Bir mülkiyet iddiası söz konusu ise haciz kalkar ve mal üçüncü kişiye verilir. Bir rehin hakkı iddiası söz konusu is, mal rehin ile yüklü olarak işlem görür.
Taraflardan biri itiraz ederse icra müdürü dosyayı icra mahkemesine verir ve böylece hazırlık prosedürünün icra mahkemesi safhasına gelinir. İcra mahkemesi takibin ertelenmesi veya devamına karar verir. Kararını üçüncü kişiye bildirir ve ona kararın bildirim tarihinden itibaren 7 gün içinde istihkak davası açması için süre tanır.
Üçüncü kişi istihkak davası açmazsa, talebi somut takipte dikkate alınmaz.
Mal Üçüncü Şahsın Elindeyken:
Üçüncü şahıs menkul malı elinde bulunduruyorsa, gayrimenkul tapuda adına kayıtlı ise onun üstün hakka sahip olduğu karine olarak kabul edilir. Bu durumlarda icra memuru takibin taraflarına icra mahkemesinde istihkak davası açmaları için 7 günlük süre verir.
Bu süre içinde icra mahkemesinde istihkak davası açılmaz ise üçüncü kişinin iddiası kabul edilmiş sayılır. Alacaklı tarafından süresinde dava açılırsa, hacizli malın satışı dava sonuçlanıncaya kadar gerçekleştirilmez.
Etkileri
İstihkak davasının sonuçlanmasına kadar takip ertelenebilir. Dava süresince satış isteme süreleri işlemez. Hüküm sadece somut icra takibinde etkisini gösterir.