(1) İş sözleşmeleri, işçinin mutad işyeri hukukunun emredici hükümleri uyarınca sahip olacağı asgarî koruma saklı kalmak kaydıyla, tarafların seçtikleri hukuka tâbidir.
(2) Tarafların hukuk seçimi yapmamış olmaları hâlinde iş sözleşmesine, işçinin işini mutad olarak yaptığı işyeri hukuku uygulanır. İşçinin işini geçici olarak başka bir ülkede yapması hâlinde, bu işyeri mutad işyeri sayılmaz.
(3) İşçinin işini belirli bir ülkede mutad olarak yapmayıp devamlı olarak birden fazla ülkede yapması hâlinde iş sözleşmesi, işverenin esas işyerinin bulunduğu ülke hukukuna tâbidir.
(4) Ancak hâlin bütün şartlarına göre iş sözleşmesiyle daha sıkı ilişkili bir hukukun bulunması hâlinde sözleşmeye ikinci ve üçüncü fıkra hükümleri yerine bu hukuk uygulanabilir.
İş sözleşmeleri, özel hukuka ve kamu hukukuna ilişkin özellikler göstermesi, sözleşme taraflarının güçlerinin eşit olmaması gibi sebeplerle diğer sözleşme türlerine göre özellik arzeder.
İşçinin, işveren karşısında çoğu zaman zayıf durumda olması sebebiyle, hem Avrupa Birliği Hukukunda mülga 1980 tarihli Roma Sözleşmesi’nde ve Roma I Tüzüğü’nde hem de İsviçre Devletler Özel Hukuku Kanunu, Alman Devletler Özel Hukuk Kanunu gibi modern devletler özel hukuku kanunlarında ayrı birer madde ile düzenlenmişlerdir.
2675 sayılı Mülga MÖHUK’ta bütün sözleşmelerden doğan borç ilişkilerine uygulanacak olan hukuk 24.maddeye göre tespit edilmekteydi. Bu maddede yer alan objektif bağlama kuralına göre, iş sözleşmesinde karakteristik edim borçlusu olan işçinin borcunu ifa ettiği yer hukuku uygulanmaktaydı.
5718 sayılı MÖHUK’un 27.maddesinde iş sözleşmelerine uygulanacak hukuk ayrı bir madde ile düzenlenmiştir. Maddenin ilk fıkrası hukuk seçimini düzenlemiştir. Buna göre taraflar iş sözleşmesine uygulanacak hukuku, işçinin mutad işyeri hukukunun emredici hükümleri uyarınca sahip olacağı asgarî koruma saklı kalmak kaydıyla seçebileceklerdir. Yani tarafların seçtiği hukuk, işçinin mutad işyeri hukukunun emredici hükümlerine göre aleyhe hükümler içerdiği takdirde bu hususta tarafların seçtiği hukuk değil, işçinin mutad işyeri hukukunun emredici hükümleri uygulanacaktır. Başka bir deyişle seçilen hukukun uygulanması, seçilen hukukun hükümlerinin işçinin mutat işyeri hukukunun emredici hükümlerine göre daha koruyucu hükümler içermesi şartına bağlıdır.
İş sözleşmelerinde hukuk seçiminin açık ya da zımni olarak yapılması mümkündür.
Tarafların hukuk seçimi yapmamış olmaları halinde sözleşmeye uygulanacak olan hukuk, işçinin işini mutad olarak yaptığı işyeri hukukudur. İşçinin işini geçici olarak başka bir ülkede yapması hâlinde, bu işyeri mutad işyeri olarak kabul edilmez. Bu durumda mutad işyeri, geçici olarak gidilen ülke değil, işçinin devamlı olarak çalıştığı ve geçici çalışması bittiğinde döneceği ülkedir.
İşçinin işini belirli bir ülkede mutad olarak yapmayıp işinin niteliği gereği devamlı olarak birden fazla ülkede yapması hâlinde ise iş sözleşmelerine uygulanacak olan hukuk, işverenin esas işyerinin bulunduğu ülke hukukudur. Pilotlar ve sirk çalışanları bu duruma örnektirler.
27.maddenin son fıkrasında ise bir istisna kuralı öngörülmüştür. Madde 27/4’e göre hakim, somut olaydaki halin bütün şartlarına göre iş sözleşmesi ile objektif bağlama kuralına göre daha sıkı ilişkili bir hukukun bulunması halinde, daha sıkı ilişkili olan bu hukuku, objektif bağlama kuralına göre tespit edilen hukukun yerine sözleşmeye uygulamakta serbesttir. Hakime tanınan bu istisna kuralı ile devletler özel hukuku hakkaniyetinin sağlanması amaçlanmıştır. Bununla birlikte, objektif bağlama kuralı ile tespit edilen hukuk ile somut olaydaki halin şartlarına göre en sıkı ilişkili hukukun farklı olması halinde hangi hukukun uygulanacağına ilişkin hakime verilen takdir hakkı ile işçinin en üst düzeyde korunması amaçlanmıştır.