Sigortalılık başlangıç tarihinin tespiti davası, sigortalı işe giriş bildirgesi Kurum kayıtlarına girmiş olmasına rağmen sigortalının ilk kez çalışmaya başladığı güne ait hizmetin Kuruma bildirilmemesinden kaynaklanan ve aylık bağlama koşullarını doğrudan etkileyen bir dava türüdür. Sigortalının bu davayı açmaktaki amacı sigortalılık başlangıç tarihini ilk işe giriş bildirgesinin üzerinde yazılı olan çalışma tarihine götürmektir.
Sigortalılık başlangıç tarihinin tespiti davası bir günlük hizmet tespiti davası olarak da adlandırılmakta ve bu nedenle özü itibariyle hizmet tespiti davasının bir türü olarak kabul edilmektedir.
506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu’nun 79’uncu maddesinin onuncu fıkrasında “Yönetmelikle tespit edilen belgeleri işveren tarafından verilmeyen veya çalıştıkları Kurumca tespit edilemeyen sigortalılar, çalıştıklarını hizmetlerinin geçtiği yılın sonundan başlayarak 5 yıl içerisinde mahkemeye başvurarak alacakları ilam ile ispatlayabilirlerse, bunların mahkeme kararında belirtilen aylık kazanç toplamları ile prim ödeme gün sayıları nazara alınır.” düzenlemesi hizmet tespiti davasının yasal dayanağını oluşturmaktadır.
01.10.2008 tarihinden itibaren geçen çalışmalar için açılacak hizmet tespiti davalarının yasal dayanağı ise 5510 sayılı Kanun’un 86’ncı maddesinin dokuzuncu fıkrasıdır. İlgili madde “Aylık prim ve hizmet belgesi işveren tarafından verilmeyen veya çalıştıkları Kurumca tespit edilemeyen sigortalılar, çalıştıklarını hizmetlerinin geçtiği yılın sonundan başlayarak beş yıl içerisinde iş mahkemesine başvurarak, alacakları ilâm ile ispatlayabilirlerse, bunların mahkeme kararında belirtilen aylık kazanç toplamları ile prim ödeme gün sayıları dikkate alınır.” şeklinde düzenlenmiştir. Bu hükümlerde bahsi geçen çalışmalar işverence Kuruma bildirilmeyen veya Kurumca tespit edilemeyen kısa veya uzun olması fark etmeksizin belli bir döneme ilişkin çalışmalardır.
Sigortalılık başlangıç tarihinin tespiti davasında davacı, adına işe giriş bildirgesi verilen ve bir günlük dahi olsa çalışma iddiasında bulunan kişidir. Sigortalının vefat etmesi durumunda ise hak sahiplerinin dava açma hakkı vardır.
Sigortalılık başlangıç tarihinin tespiti davasında davalı Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı (Kurum) olup hizmet tespiti davasından özellikle bu konuda farklılık göstermektedir. (Yargıtay 10. HD., 1997/9241 E., 1997/9147 K., 22.12.1997)
Sigortalılık başlangıç tarihinin tespiti davasında Kurumun davalı mı yoksa feri müdahil olarak mı yer alması gerektiği konusunda Kanun’da hüküm bulunmaması tereddütlere neden olmuştur. Ancak Yargıtay sigortalılık başlangıç tarihinin tespiti davasında Kurumun davalı olarak yer alması gerektiğine dair uygulamasını sürdürmektedir. Yargıtay bir kararında “…Eldeki dava, kanun koyucunun gerçekleştirdiği düzenlemede öngörülen 506 sayılı Kanunun 79/10 maddesine dayalı hizmet akdine tabi çalışmaları nedeniyle zorunlu sigortalılık tespiti niteliğinde olmayıp, davalı işveren yanında ilk çalıştığı sigortalı tarihinin tespiti niteliğinde olduğundan ve bu tür uyuşmazlıklarda işverenin taraf olarak yer almasının zorunluluğu da bulunmadığı için, 5521 sayılı Kanunun 7/4 maddesi kapsamı dışında kalan dava yönünden anılan değişikliğin uygulama olanağı bulunmamakta ve Sosyal Güvenlik Kurumunun taraf sıfatı feri müdahil değil davalı olmalıdır...” şeklindeki değerlendirme ve tespitlerle Kurumun bu davada davalı olarak yer alacağını kabul etmiştir. Yargıtay 10. HD., 2017/3905 E., 2017/6978 K., 18.10.2017
Sigortalılar tahsis taleplerinin Kurum tarafından reddedilmesi üzerine hem sigortalılık başlangıç tarihinin tespiti hem de yaşlılık aylığı bağlanması istemi ile dava açma hakkına sahiptir. Sigortalılık başlangıç tarihinin tespiti ile ilgili birinci uyuşmazlık çözüldükten sonra ikinci uyuşmazlık olarak yaşlılık aylığı şartlarının oluşup oluşmadığının incelenmesi gerekmektedir.